TYT Türkçe Deneme Sınavı 8
TYT Türkçe Deneme Sınavı 8
TYT Türkçe Deneme Sınavı 8 adlı sınavı tamamladınız.
Bu sınavda %%TOTAL%% sorudan,
Doğru cevap sayınız: %%SCORE%%
Yanlış cevap sayınız: %%WRONG_ANSWERS%%
Hakkınızdaki düşüncemiz %%RATING%%
Soru 1 |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ögelere ayırmada yanlışlık yapılmamıştır?
A | Bu programda sözlüklerde duygu, düşünce, tasarım veya güzelliği ifade etmek için kullanılan yöntemlerin tümü olarak karşımıza çıkan sanat hakkında / detaylıca / konuşacağız. |
B | 2010 yılında başlattığımız ve hâlen yürütülen İstanbul’un Ustaları projesini / Marmara Bölgesi’nde de uygulamak için / yola çıktık. |
C | Projenin / kültür ve sanat zenginliğimizin Türkiye’de ve yurt dışında tanıtımına katkı sağlayacağına / inanıyoruz. |
D | Geleneksel sanatlar ve zanaatlar alanındaki ustaların güncel bilgilerini yayına hazırlayarak / sahip olduğumuz mirası ve bölgemizin sanat birikimini / görünür kılmayı / hedefledik. |
E | Araştırmacılar / sanat dalları esas alınarak hazırlanan sanatçı biyografilerine / internet sitemizden / kolayca / ulaşabilecek. |
Soru 2 |
(I) Bu yönetmenimiz ilk filmiyle töre konusuna yepyeni bir pencereden baktığını göstermişti. (II) Bir köyde töreler üzerinden yaratılan düşmanlık algısının alegorik bir dille işlendiği film, törelere dair ipuçları veriyordu. (III) İkinci filminde de sinema dünyasında geniş yankılar uyandıran ilk filmine benzer bir tema var. (IV) İkisinde de töre baskısı altında bunalan birey ve toplum, baskıya karşı gelmek yerine kendine yeni nefes alma alanları yaratıyor. (V) Her iki film de, yönetmenin röportajlarından anladığımız kadarıyla, “bugün”e dair tezler ortaya koyuyor.
Bir yönetmenden söz edilen bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A | V. cümlede, filmlerinde günümüze yönelik düşünceler ileri sürdüğü belirtilmiştir. |
B | I. cümlede, ilk filminde töreye farklı bir bakış açısıyla yaklaştığı belirtilmiştir. |
C | IV. cümlede, iki filminin ortak bir yönünden söz edilmiştir. |
D | III. cümlede, ikinci filminin geniş kitleler tarafından beğenildiği açıklanmıştır. |
E | II. cümlede, ilk filminin konusundan söz edilmiştir. |
Soru 3 |
Yazmaya başladığım ilk günleri anımsıyorum . (I) Okumayı söktüğüm (II) , harfleri birbirine ekleyip sözcüklerden cümleler ürettiğim günleri (III) : Doğduğum köyde ,(IV) yokluğun içinde yitip gitmiş bir gurbetçi köyünde, Kargın’da, başlamıştım okula .(V)
Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisi yanlış kullanılmıştır?
A | |
B | |
C | A) I B) II C) III D) IV E) V |
D | |
E |
Soru 4 |
37. - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
2000 yılı başlarında doğanlara (Gelecekte isim ve yıl aralığı değişebilir.), “Z Kuşağı” veya “Yeni Sessiz Nesiller” denilmektedir. Bu kuşak, dünya zevklerine düşkün olma, teknolojiyi hızlı şekilde kavrama, işlerini kısa sürede ve ince eleyip sık dokuyarak yapma özellikleriyle dikkat çekmektedir. Bireyselliğe önem veren, en yeni iletişim araçlarını kullanan, iş arkadaşlarıyla dost olmayı tercih eden, yeniliğe açık, haberleşmek için e-posta yerine sosyal medyayı kullanan, arkadaşlık ilişkilerini ise ağırlıklı olarak Facebook üzerinden yürüten, teknoloji bağımlısı ya da tutkunu olmayıp teknolojiyi doğal yaşam standardı olarak algılayan bir kuşaktır. Alfa Kuşağı ise tamamı 2010 ve sonrasında doğmuş bireyleri kapsamaktadır. Dolayısıyla zihinsel ve pratik şemalarımızda da yepyeni bir başlangıcı simgelemeleri adına Yunan alfabesinin ilk harfi olarak adlandırılmıştır. Sosyolojik olarak değerlendirildiğinde Alfa Kuşağı’nın içinde yer alanlar; günümüzde emekleme çağındakiler, bebekler ve elbette henüz doğmamış olanlardır. Pazarlama stratejileri üretenlere göre de ebeveynlerinin harcama davranışlarını kökten değiştirecek kuşaktır.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A | Teknolojinin en çok Alfa Kuşağı’nı etkilediğine |
B | Alfa Kuşağı’nın, anne babalarının ekonomik tercihlerini etkileme gücünün daha yüksek olduğuna |
C | Kuşakların adlandırmasında alfabetik sıra gözetildiğine |
D | Son yıllarda dünyanın, robot teknolojileri konusunda hızlı gelişmelere sahne olduğuna |
E | Alfa Kuşağı’nın eğlence kaynağının küçük yaşlarından itibaren dijital ekranlardan oluştuğuna |
Soru 5 |
I. Ayasofya Müzesi’nin bahçesinde, eskiden burada bulunan muvakkithanenin bir güneş saati var. Ancak bu saatin yalnızca ayağının günümüze gelmiş olması, çubuklarının kopuk ve çizimlerinin tamamen silinmiş olması, buraya yeni bir Osmanlı yatay güneş saatinin tasarlanarak yerleştirilmesi projesini gündeme getirmiştir.
II. Ayasofya Müzesi’nin bahçesindeki eski muvakkithaneye dikkat çekmek ve Ayasofya Müzesi’ni ziyaret edenlere bir Osmanlı güneş saatini tanıtmak amacıyla akademik bir kadronun katkılarıyla bir güneş saati tasarlanmıştır. Proje kapsamında kristal cam üzerine, on altıncı yüzyılda kullanılagelen türden biri zevali, diğeri gurubi iki saat yapılmıştır. Projeye, günümüzde kullanılmakta olan uluslararası saat sistemine geçişi sağlayan bir de tablo eklenmiştir.
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A | I. parçada sözü edilen muvakkithanenin II.de işler hâle getirilmesinin zorluğu belirtilmiştir. |
B | I. parçada sözü edilen projeyi II.de hayata geçirme adına yapılan çalışmalar anlatılmıştır. |
C | Aynı amaca yönelik yapılan projeler sıralanmıştır. |
D | I.de Osmanlı İmparatorluğu’nda saati tespit eden, küçük çapta astronomi çalışmaları yapan kurumların olduğuna değinilmiş, II.de bunlar örneklendirilmiştir |
E | I.de Osmanlı’dan kalma tarihî eserlerin restorasyonu için bilim adamlarına görev verildiğinden, II.de bu görevi alanların kimler olduğundan söz edilmiştir. |
Soru 6 |
Egzersiz söz konusu olduğunda aklımıza gelen ilk iki şey, nabız hızı ve adım sayısıdır. Bana sorarsanız, egzersizden profesyonel bir beklentiniz yoksa önceliğiniz nabız hızı değil, adım sayınız olmalıdır. Yürürken dakikada 120 adım ortalamasını tutturabiliyorsanız gereğini yaptığınız aşikârdır. 120-140 aralığına çıktığınızda da maksimum yararı yakalama şansınız vardır. Yapısal olarak olağanüstü bir egzersiz makinesi şeklinde kurgulanıp bize emanet edilen bir cihazdan farksız olan insan vücudundan daha iyisini bugüne kadar hiçbir teknoloji üretememiştir. Bu egzersiz makinesinin en etkili ilacı ise her gün tekrarlanan düzenli ve tempolu yürüyüşlerdir. Yürüyüş size belli bir sportif deneyim, özel cihazlar, aksesuar vb. yükler getirmez. Her zaman, her yerde, her koşulda yapılabilir. Unutmayın, tempolu olmak koşulu ile haftada 150 dakika yürüyüşle daha sağlıklı kalabilir, dahası “bonus” olarak 3 yıllık ek bir süre bile kazanabilirsiniz.
Bu parçada anlatılmak istenenler sloganlaştırılmak istense bu slogan aşağıdakilerden hangisi olur?
A | Sportif vücut için düzenli yürüyüş yapın. |
B | Nabız hızınıza değil, adım sayınıza odaklanın. |
C | Spor yapın, hastalık riskini azaltın. |
D | Hareketsiz yaşam, kısa ömür demektir. |
E | Her yaşa en uygun spor yürüyüştür. |
Soru 7 |
(I) Kaç saattir burada olduğumu tam olarak hatırlayamıyorum. (II) Bu dinginliğe kendimi o kadar kaptırmışım ki zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım. (III) Öyle vakti çoktan geçmiş olmalı, şelalenin üzerini örten sık dallar arasından sızan güneş ışığı, saatler önceki gücünde değil artık. (IV) Bir saat kadar önce çekim yapmak için kurduğum tripodun üstündeki fotoğraf makinesi, şelaleden metrelerce uzağa ulaşan serpintilerle biraz nemlenmiş. (V) Filtrenin üzerine yapışmış su zerreciklerini silip deklanşöre bastığımda Kurşunlu Şelalesi bir tülü andırırcasına fotoğraf karesine yansıyacak.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?
A | V |
B | II |
C | III |
D | IV |
E | I |
Soru 8 |
Kitap okunmuyor iddiaları bence dayanaksız, gerekçesiz söylentiden öteye geçmiyor. Birçok kentte kitap fuarları yapılıyor, birçok kentte iyi kitabevleri açılıyor. Bursa’da bu gerçeği gördüm. Üstelik eskiden bir kitabı almak için içeri girer, diğer kitaplara bakamadan hemen dükkândan ayrılırdınız. Şimdi kitabevlerinin içinde kafeler var, kitapları seçebiliyor, aldığınız kitabı da oturup okuyabiliyorsunuz. Kitap fuarlarının her yıl ziyaretçisi artıyor. Aralıkta Eskişehir’de kitap fuarı açılacak. Eğer bu fuarlar olmasa akademik yayınları okuyamayacağız. Başta Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumunun kitapları ancak bu fuarlarda satılıyor. Birçok kişi gündeme getirdi: Milli Eğitim Bakanlığı bir dağıtım organizasyonu kurmalı ya da bazı kitabevleriyle anlaşıp bir stant açmalı.
Bu parçaya göre
I. Akademik yayınların alıcı bulması
II. Kitap fuarları sayısının artması
III. Okurun kitabevinde geçirdiği zamanın artması
IV. Kitabevlerinde kitap okumak için ortam oluşturulması gerekçelerinden hangilerini yazar, katılmadığı düşünceyi çürütmek için ileri sürmüştür?
A | II ve IV |
B | III ve IV |
C | I ve II |
D | II, III ve IV |
E | I ve III |
Soru 9 |
Oltu taşı, Erzurum’un Oltu ilçesinin kuzeydoğu kesiminden çıkarılmakta olan yarı değerli bir taştır. Oltu taşı genellikle siyah, koyu kahve, sarı, nadiren de gri ve yeşilimsi renktedir. Bir karbon bileşenidir. Çoğunlukla siyah renkli olanı tercih edilir. Genelde takı ve tespih üretiminde önemli bir yere sahiptir. Yüzyıllardan beri yörede genellikle tek kişilik ve babadan oğula geçen atölyelerde bu taştan tespih ve çeşitli süs eşyaları üretilmektedir. Oltu taşı; Orta Çağ’da tespih, kutsal sayılan sandık ve heykel yapımında kullanılmaktayken XIX. yüzyılda mücevher yapımında da kullanılmaya başlanmıştır. Topraktan çıktığında çok yumuşak olmasına rağmen, hava ile temas edince sertleşme özelliğine sahiptir. İşlenmesi oldukça kolay olan bu taş, kullanıldıkça parlar, tutuşturulduğunda çıra gibi alevli bir şekilde yanar.
Bu parçadan Oltu taşı ile ilgili olarak
I. Her türü aynı ilgiyi görmemektedir.
II. Faklı ürünlerin üretiminde kullanılır.
III. Değeri yeterince bilinmemektedir.
IV. Önemli fosil yakıtlar arasında yer almaktadır. yargılarından hangileri çıkarılamaz?
A | III ve IV |
B | Yalnız I |
C | Yalnız II |
D | II ve III |
E | I ve II |
Soru 10 |
35. - 36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Belli bir yaşam görüşü ortaya koymak anlamında roman; öğreti yönü küçümsenemeyecek bir türdür. Her sanat dalı birtakım seçme ve düzenlemelerle kullandığı ham maddeyi belli bir bakış açısından biçimlendirerek sunar. Doğrudan doğruya insanları ve onların davranışlarını konu alan romanlarda bu, özellikle kaçınılmaz bir durumdur. Piyasada pek çok roman var. Peki, bunlardan kaçı ciddi anlamda okuyucu bulabiliyor? Elbette çok azı. Bunun nedeniyle ilgili ilk olarak aklımıza okumaya fazla vakit ayırmayan bir toplum olmamız geliyor. İkinci olarak da okurlar ekonomiyi bahane ediyorlar. Ne var ki biraz araştırdığımızda okurların günceli yakalayan romanları ıskalamadıkları, günümüzün sorunlarını es geçen romanlara ise el sürmedikleri görülüyor. Bu durum pek şaşırtıcı değil çünkü istatistikler incelendiğinde okurların, genellikle konusunu günlük yaşamdan alan romanlara ilgi gösterdikleri ortaya çıkıyor.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A | Dili göndergesel işlevde kullanma |
B | Saptamada bulunma |
C | Düşüncenin yönünü değiştiren bir ifade kullanma |
D | Deyime yer verme |
E | Tanımlamaya başvurma |
Soru 11 |
Birleşmiş Milletler kaynaklarına göre (I) çölleşme ve kuraklık, yerküredeki 4 milyar hektardan fazla alanı ve 110 ülkede yaşayan 1,2 milyar insanın yaşamını doğrudan (II) tehdit etmektedir. Dünyamızın geleceği için (III) tüm insanlığın ortaklaşa (IV) mücadele etmesini ve tedbirler almasını zorunlu kılan kuraklık sonucunda, insanlık birçok (V) olumsuzlukla yüz yüze kalmaktadır.
Bu parçada numaralanmış sözcüklerden türce özdeş olanlar aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
A | II ile III IV ile V |
B | I ile V III ile IV |
C | I ile III II ile V |
D | I ile IV II ile IV |
E | I ile III II ile IV |
Soru 12 |
----? Daha doğrusu bizi yanlış mesleğe sürükleyen, mutsuzluğumuzun imarı ne çok şey var. Bazen seçtiğimiz mesleğin sunduğu mevkinin, bazen yüksek gelirinin, kimi zaman da popülaritesinin ya da ailemizden birilerinin yanlış yönlendirmesinin kurbanı olabiliyoruz. Olmasak da nice kurbanlara şahit oluyoruz. Günümüzde o kadar çok mağduru var ki hatalı meslek seçiminin. Çevrenizi 1 saat gözlemlemeniz yeterli bunun için. Her sabah uyandığında ayakları geri geri giden ne çok kişiye şahit oluruz. Keyif almadığı işi yapmak zorunda kalanın ızdırap kusan beden dilini çoğumuz fark ederiz. Başarıyı ölçmekten ziyade bir sıralamadan öteye geçemeyen sınavlara, bir bölümde okuduğu hâlde yeniden girenlerin oranının 500 binin üzerinde olması tesadüf olmasa gerek.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A | İnsanı yaşamdan soğutan sebepleri saymak mümkün mü |
B | Meslek seçimini belirleyen ne çok dinamik var, değil mi |
C | Mesleklerinde mutlu olmayan insanlar grubu nasıl oluşuyor |
D | Hatayı yapıyoruz ama nerede |
E | Kaçımız ilgi, yetenek ve becerileri ortaya çıkaracak soruları yöneltebildik kendimize |
Soru 13 |
Flaubert’in anlatımında sakin bir dehşet vardır. Âdeta bir kamera gibi nesnelere adım adım yaklaşarak tüm gerçekliği metnine yansıtır. Kimsenin göremeyeceği kadar detayı romanına yerleştirmeyi başarır. Bu özellik romana bir sinematografik hava da katar. Bir şeyler olup biterken başka bir şeyler yapan karakterler veya canlılar her zaman varlığını gösterir.
Bu parça aşağıdaki metinlerden hangisine yönelik bir değerlendirmedir?
A | Güneş, Kansas’a giden yolun üzerindeki evimizden geçti. Bu sabah, bu bozkıra Kansas ya da Lowa adı verildiğinden beri geçen sınırlı sayıdaki günlerden birinde, Kansas, uykusundan uyanarak bir gün ışığının içine yuvarlandı. Dedemin evi ışığa döndü. Avludaki çimlerin üzerindeki çiğ muhteşemdi. |
B | Bahçıvanın oğlu, gece yarısı olduğunda bir hışırtı duymuş. Bir kuş uçup gelmiş. Gagasıyla bir elmayı koparmaya çalışırken bahçıvanın oğlu zıplamış ve bir ok fırlatmış ona. Bu ok, kuşa zarar vermemiş ama altın tüylerinden birini koparmış. Kuş da uçup kaçmış. Sabah olunca kopan altın tüy krala getirilmiş. |
C | Vapur Kadıköy’e gelmişti. Arkadaşımı dinlerken ökçelerimin üzerinde kalmış, hafifçe parmaklığa oturmuştum. Doğruldum. Sağ ayağım fena hâlde uyuşmuştu. Yere basamıyordum. Biraz dur kuzum, dedim. “Ayağım uyuşmuş. En sonra çıkarız.” Gülüyor, “Ayağın değil, galiba beynin uyuştu.” dedi. |
D | Koton’un iştahı o kadar açıldı ki hacmine eşit yemekle artık doymuyordu. Doktorun, hâlâ anlayamadığımız tavsiyesini alay zannettiğime pişman oluyordum. Zavallıya hakaret de etmiştim. Mutluluğumuzu tekrar bize veren bu ihtiyardan af dilemek istemiştim. Bir sabah kalktım, evine gittim. Maroken bir koltuğa uzanmış, beyaz porselenden bir pipoyu içiyordu. Yerinden kalkmadı. |
E | Sırtını bir sütun gibi yükselen bir ağaca dayamış ölü bir adam, bakışlarını ona dikmişti. Cesedin üzerinde bir zamanlar mavi olan üniforma vardı fakat artık rengi solmuş, melankolik bir yeşil tona bürünmüştü. Gence dikilmiş gözleri, ölü bir balığınkiler kadar donuktu. Ağzı açıktı. Kırmızı rengi itici bir sarıya dönüşmüştü. Yüzün gri derisi üzerinde küçük karıncalar geziyordu. Karıncalardan biri, yükünü yapmış; üst dudak boyunca onu itekleyerek taşıyordu. |
Soru 14 |
Bilim insanları; güneş ışığını, karbondioksidi ve suyu emebilen bir yapay yaprak geliştirerek fosil yakıtlardan doğal gaza alternatif olabilecek bir gaz kokteyli olan “syngas”ı ürettiler.
Bu cümleden aşağıda verilenlerden hangisi kesin olarak çıkarılabilir?
A | Syngas, doğal yollarla üretilen bir gaz değildir. |
B | Fosil yakıtların yerini tutabilecek alternatif yakıtlar, zamanla daha da yaygınlaşacaktır. |
C | Karbondioksit kullanılarak üretilen yapay gazlardan biri de “syngas”tır. |
D | Doğal enerji kaynakları içinde en etkili olan, Güneş’tir. |
E | Bilim insanlarının yapay gaz üretme çalışmalarında son yıllarda artış olmuştur. |
Soru 15 |
I. Cisim ve mekânların çeşitli bakış açıları ve matematiksel bir yaklaşımla çözümlenmesi olarak tanımlanabilecek perspektif, temelde uzak-yakın ilişkisine dayalı bir çizim yöntemidir. II. Perspektif kuralları esas alınarak yapılan bir çizimde ufuk çizgisi göz önünde bulundurularak “kaçış noktalarından” uzatılan yapay ışınlar, her bir cisim veya yaşam alanının hem kendi içinde hem de diğer cisim ve yaşam alanları ile uyumlu biçimde resmedilmesine yardım eder.
Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A | I. cümlede dile getirilen resim tekniğinin başka sanatlarda da kullanıldığı vurgulanmaktadır. |
B | I. cümlede tanımlanan terimin resimdeki işlevi açıklanmaktadır. |
C | I. cümlede verilen bilginin yeni teorilere kapı araladığı belirtilmiştir. |
D | I. cümledeki açıklamanın kişisel bir değerlendirmeden ibaret olduğuna değinilmektedir. |
E | I. cümlede verilen ilkeye uyulmadığında ortaya çıkacak durumlardan söz edilmektedir. |
Soru 16 |
(I) Newcomen’in ürettiği motorda bir ucu buhar pistonu ve silindir sistemine, diğer ucu madendeki suyu yukarı çeken pompaya bağlı olan ahşap bir kalas bulunuyordu. (II) Kalasın pompaya bağlı ucu silindir sistemine bağlı ucundan daha ağırdı. (III) Bu nedenle sistem çalışmadığı zaman pompaya bağlı taraf aşağıda duruyordu. (IV) Böylece silindirin içinde oluşan vakum, pistonu aşağı çekerken tahta kalasın diğer ucu yukarı kaldırılmış oldu. (V) İlk olarak silindirin içi atmosfer basıncındaki buharla dolduruldu, daha sonra sisteme su püskürtülüp buharın soğuyarak yoğunlaşması sağlandı.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle anlamlı bir bütün oluşturabilmek için cümlelerden hangileri yer değiştirmelidir?
A | II ve III |
B | IV ve V |
C | III ve IV |
D | I ve II |
E | III ve V |
Soru 17 |
39. - 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Sağlık, tüm dünyada en önemli ve öncelikli AR-GE (araştırma-geliştirme) odağıdır. İnsanın yaşadığı dünyada öncelikli hedefi hayatta kalmaktır. Bunun için sağlıklı olması ve yaşadığı çevreye çok iyi uyum sağlaması gerekir. İnsan sağlıklı olabilmek için yüzyıllar boyunca çeşitli hastalıklarla savaşmak zorunda kalmış ve çeşitli tedavi stratejileri geliştirmiştir. On yedinci yüzyıldan başlayarak gelişen tıp bilimi, çocuk ölümlerini azaltarak nüfusun artmasına önemli bir katkı yapmıştır. Salgın hastalıklar önlenmiş, enfeksiyonlar tedavi edilmiş, kalp-damar hastalıkları ve diyabet kontrol altına alınmıştır. Bütün bunlar insanın ortalama yaşam süresinin uzamasını sağlamıştır. Ancak bütün bu belirgin ilerlemelere karşın kanser, Alzheimer hastalığı, şizofreni, otizm ve daha pek çok sorun, etkili tedavi stratejilerinin geliştirilmesini beklemektedir. Bu nedenle artık sağlıkta AR-GE yatırımlarının önceliğini etkin tedavisi olmayan ve ekonomiye giderek artan bir yük getiren hastalıkların erken tanısı, önlenmesi veya kökten tedavisine yönelik projeler almaktadır.
Bu parçada anlatılanlara göre çağımızda sağlıkta AR-GE yatırımlarında öncelik aşağıdakilerden hangisine verilmektedir?
A | Tedavi yöntemi tam olarak bulunamamış hastalıklarla mücadeleye |
B | Salgın hastalıkları ortadan kaldırmaya |
C | Yaşam kalitesini yükseltmeye |
D | İnsan yaşamını uzatmaya |
E | Bulaşıcı hastalıklarla ilgili tedavi stratejileri geliştirmeye |
Soru 18 |
Hemen her roman, okuru belli ölçüde eğlendirir, ona hoşça vakit geçirtir ve onun boş zamanlarını bir ölçüde değerlendirmesini sağlar. Fakat asıl roman, yaşamdan türlü kareler sunar; iyi ile kötüyü yan yana koyar, kişiyi iyiden, doğrudan ve güzelden yana tavır almaya iter. Zaten iyi bir romandan beklenen de budur. Eğer bir roman, okur üzerinde bu etkiyi sağlayabiliyorsa hedefine ulaşmış ve başarılı olmuş demektir. Dil, üslup ve teknikle ilgili başarısı ise bundan sonra dikkate alınacak noktalardır.
Bu parçada romanın hangi yönü üzerinde durulmaktadır?
A | Yaşamı bütün yönleriyle yansıtması |
B | Okuru iyiye ve doğruya yöneltmesi |
C | Gerçekçi bir yaklaşımla kaleme alınması |
D | Geniş kitlelere ulaşabilmesi |
E | Başarılı bir anlatımla yazılması |
Soru 19 |
35. - 36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Belli bir yaşam görüşü ortaya koymak anlamında roman; öğreti yönü küçümsenemeyecek bir türdür. Her sanat dalı birtakım seçme ve düzenlemelerle kullandığı ham maddeyi belli bir bakış açısından biçimlendirerek sunar. Doğrudan doğruya insanları ve onların davranışlarını konu alan romanlarda bu, özellikle kaçınılmaz bir durumdur. Piyasada pek çok roman var. Peki, bunlardan kaçı ciddi anlamda okuyucu bulabiliyor? Elbette çok azı. Bunun nedeniyle ilgili ilk olarak aklımıza okumaya fazla vakit ayırmayan bir toplum olmamız geliyor. İkinci olarak da okurlar ekonomiyi bahane ediyorlar. Ne var ki biraz araştırdığımızda okurların günceli yakalayan romanları ıskalamadıkları, günümüzün sorunlarını es geçen romanlara ise el sürmedikleri görülüyor. Bu durum pek şaşırtıcı değil çünkü istatistikler incelendiğinde okurların, genellikle konusunu günlük yaşamdan alan romanlara ilgi gösterdikleri ortaya çıkıyor.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir?
A | Okurların, salt konusunu güncelden alan romanlara ilgi duyduğu |
B | Okurun, yoğunluktan dolayı en iyi romanları bile okuyacak vaktinin olmadığı |
C | Günümüzde romana para vermenin, okur için bir lüks olarak görüldüğü |
D | İnsanı merkeze almayan bir romanın okurlardan hiçbir zaman ilgi görmediği |
E | Niteliksiz romanların piyasayı ele geçirmesinin okuru okumaktan soğuttuğu |
Soru 20 |
Grip, dünya çapında yılda 650.000 ölüme neden oluyor. Her yıl yapılan grip aşısı, influenza virüsünü kaplayan iki protein türünden biri olan hemaglutinin proteinini hedefliyor. Bir baş ve bir sap bölümünden oluşan bu protein, görünümüyle bir mantarı andırıyor. Mevcut grip aşıları, hemaglutinin baş bölümünü tanıyan ve bir hücreye virüsün girme yeteneğini önleyen antikorların üretimini başlatır. Bununla birlikte, proteinin bu baş kısmı, antikorlardan kaçmak üzere hızlı bir mutasyona uğrar. Bu durum, her yıl yeni bir grip aşısı uygulanmasını gerekli kılar. Hemaglutinin sap bölümü ise mutasyonlara karşı çok daha dirençli olduğundan, aktivitesini bloke eden antikorlar için bir hedef olarak görülüyor.
Bu parçada geçen altı çizili sözle aşağıdakilerden hangisine gönderme yapılmıştır?
A | Influenza virüsünü kaplayan proteinlerin görünümünün mantarı andırmasına |
B | Mikroplara karşı daha dirençli virüslerin ortaya çıkmasına |
C | Hemaglutinin proteininin, antikorların kendisini tanımaması için çabucak değişime uğramasına |
D | Mevcut grip aşılarının her yıl yeni bir eksiğinin tespit edilmesine |
E | Grip hastalığından ölen sayısının yıldan yıla artmasına |
Soru 21 |
(I) Bir ülkenin değişik yörelerinde doğan ve yaşayan insanlar arasında bir sözcüğün söylenişi ve bir ifadenin anlatımında farklılıklar olabilir. (II) Ancak bu farklılıklar, o ülkedeki iletişim araçlarında kullanılan dile yansıtıImaz. (III) Yerel gazetelerde bile o yöre insanlarının konuştuğu dil esas alınmaz. (IV) Gazete gibi iletişim araçları, dilin kullanımı bakımından toplumu doğrudan etkiler. (V) Çünkü yazıda kullanılan dil, bir ülkede konuşulan lehçe ya da ağızlar arasında en yaygın ve en üst konumda olan ortak dildir. (VI) Bu dil, genelde bir ülkedeki yönetim, siyaset ve kültür merkezi olan yörenin konuşma dili üzerine kurulmuştur.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi anlatımın akışını bozmaktadır?
A | IV |
B | III |
C | VI |
D | II |
E | V |
Soru 22 |
39. - 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız
Sağlık, tüm dünyada en önemli ve öncelikli AR-GE (araştırma-geliştirme) odağıdır. İnsanın yaşadığı dünyada öncelikli hedefi hayatta kalmaktır. Bunun için sağlıklı olması ve yaşadığı çevreye çok iyi uyum sağlaması gerekir. İnsan sağlıklı olabilmek için yüzyıllar boyunca çeşitli hastalıklarla savaşmak zorunda kalmış ve çeşitli tedavi stratejileri geliştirmiştir. On yedinci yüzyıldan başlayarak gelişen tıp bilimi, çocuk ölümlerini azaltarak nüfusun artmasına önemli bir katkı yapmıştır. Salgın hastalıklar önlenmiş, enfeksiyonlar tedavi edilmiş, kalp-damar hastalıkları ve diyabet kontrol altına alınmıştır. Bütün bunlar insanın ortalama yaşam süresinin uzamasını sağlamıştır. Ancak bütün bu belirgin ilerlemelere karşın kanser, Alzheimer hastalığı, şizofreni, otizm ve daha pek çok sorun, etkili tedavi stratejilerinin geliştirilmesini beklemektedir. Bu nedenle artık sağlıkta AR-GE yatırımlarının önceliğini etkin tedavisi olmayan ve ekonomiye giderek artan bir yük getiren hastalıkların erken tanısı, önlenmesi veya kökten tedavisine yönelik projeler almaktadır.
Bu parçadan
I. İnsanların öncelikli amacının, yaşamını sürdürmek olduğuna
II. Çocuk ölümlerinin azalmasıyla nüfusun artmaya başladığına
III. Sağlıkla ilgili sorunların ekonomiye bakan yönlerinin olduğuna
IV. AR-GE yatırımlarının çoğunun sağlık sektörüne yapıldığına
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A | I ve III |
B | III ve IV |
C | II ve III |
D | I ve II |
E | I, II ve III |
Soru 23 |
Sanat, teorik ve pratik yönleriyle hayatın yansıtılmasından çok, onun üzerinde yeni boyutların elde edilmesi sürecinde başlar. Başka bir deyişle sanat, hayatı, somut yaşantıyı yansıtmanın ötesinde bir işleve sahiptir. Sanat eserinin yaratıcısı; yaptığı resimde, bestede, heykelde, edebî eserde (Son yıllarda yazılan postmodernist örneklerinden dolayı romanı da değerlendirme içine almak mümkün. Çünkü postmodernist roman anlayışına göre roman metninin gerçekle değil, diğer edebî metinlerle olan ilişkisi önemlidir.) boyayı, notayı, çamuru, bronzu ve kelimeleri araç olarak kullanırken gözlemin ürünü olan bir “yansıtma”yı değil; sezgiden kaynaklanan bir “sentez”i, bir “üst boyut”u üretmeyi amaçlar.
Bu sözleri söyleyen birinden aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklenemez?
A | Sanatın işlevi öncelikli olarak insanın aklına seslenmek değildir. |
B | Sanat öğretmez, sezdirir, hissettirir, çağrıştırır. |
C | Yaşamı olduğu gibi yansıtmak sanatçının görevi olmamalıdır. |
D | Sanat, yaşama farklı açılardan bakma işidir. |
E | Yazınsal türleri birbirinden ayıran kesin kurallar yoktur. |
Soru 24 |
Muhabir: (I) ---- Yönetmen: – O kadar çok şey olup bitiyor ki dünyada, bütün bunların yanında, ben de bir şeyler üretebilirim, diyorsun. Gündelikçi belgeseli, bu şekilde ortaya çıktı örneğin. Kadınların seslerini nasıl duyurabiliriz diye düşündük, keza İbret Olsun Diye de öyleydi. Belgesel çekmek toplumda bir farkındalık yaratmak, pasiflikten, ataletten kurtulmak anlamına geliyordu bizim için. Belki bu şekilde, kendimizi belgeselle ifade ettik. Muhabir: (II) ---- Yönetmen: – Örneğin, sinema ile içli dışlı olduğum on beş yıllık zamanda seyrettiğim Agnes Varda’nın Toplayıcılar ve Ben belgeseli benim üzerimde çok etkili oldu. Kimi belgeseller böyledir, seyircinin doğrudan gerçeği algılama biçimini değiştirir. Seyircinin gerçeğe susamışlığını gideren bir şey olur. Elbette katı bir gerçekçilikten bahsetmiyorum. Kimilerinin de belgesel deyince aklına Afrika, Kutuplar, Irak gibi meseleler geliyor ama belgesel sadece bu konuları işleyen bir tür değil benim için. Benim kardeşimle olan ilişkimi de işleyen bir şey olabilir belgesel. Çok şey anlatabilir. Tıpkı edebiyat gibi küçük öyküler anlatıp evrensel mesajlar verebilir.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A | I. İlk belgeselinizi hangi duygularla çektiniz? II. Siyasi içeriği olan belgeselleri neden sanatsallıktan uzak sayıyorsunuz? |
B | I. Sizi belgesel çekmeye yönelten nedir? II. Belgeseller, insanlara ne verebilir; verdikleri, kişiye göre değişebilir mi? |
C | I. Çektiğiniz belgesellerle amacınızı gerçekleştirdiğinizi söyleyebilir misiniz? II. Seyirci ile belgesel arasındaki ilişkiyi nasıl açıklarsınız? |
D | I. Kendinizi belgesel çekerek daha iyi mi ifade ettiğinizi düşünüyorsunuz? II. Sizce belgeseller sosyal alanda hangi boşluğu dolduruyor? |
E | I. Belgesel sözcüğünün sizde çağrıştırdığı anlamlar nelerdir? II. Seyircilerin belgesellerden en çok bekledikleri nelerdir? |
Soru 25 |
I. Kilo almalarından ya da kaybetmelerinden bağımsız olarak tüm deneklerdeki lipit döngüsünün giderek yavaşladığını tespit ettiler.
II. Araştırmacılar, 10 erkek ve 44 kadından oluşan bir gruptaki insanların yağ hücrelerinde yaşanan değişimleri ortalama 13 yıl boyunca takip ettiler.
III. Yaşlandıkça kilo almamak ancak kalori alımını azaltmakla mümkün oluyor.
IV. Bu durum, yaşlandıkça daha fazla kalori almayan ya da egzersiz yapan insanların bile giderek kilo almasıyla sonuçlanıyor.
V. İsveç’teki Karolinska Enstitüsünde yapılan bilimsel çalışmalar, insanların çoğunun yaşlandıkça kilo almasının sebebini ortaya çıkardı.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan ikinci olur?
A | III |
B | I |
C | IV |
D | V |
E | II |
Soru 26 |
Taraflar, zirvenin devam ettiği süreçte somut ilerleme ve karşılıklı anlayış sağlamıştır. Taraflar, ilişkilerinin iki tarafı da tatmin edecek şekilde normalleşmesi için kapsamlı bir çerçeve üzerinde mutabık kalmışlar; bu çerçevede, bir yol haritası belirlemişlerdir.
Bu parçadaki altı çizili sözü anlamca karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A | İki ülke arasında Ağustos 2007’den bu yana İsviçre’nin ara buluculuğunda Cenevre’de teknik düzeyde yapılan görüşmeler, kısa bir süre önce tamamlanmıştı. |
B | Bakanlık, açıklamasında, üzerinde anlaşmaya varılan zeminin devam eden bu süreç için olumlu bir perspektif sağladığını belirtti. |
C | İki kurumun başkanlarının birlikte katıldığı basın açıklamasında gazeteciler kurumun çalışmaları hakkında bilgilendirildi. |
D | İkili ilişkileri, iyi komşuluk ve karşılıklı saygı çerçevesinde geliştiren ülkeler, eğitim konusunda ortak projelere imza atacaklar. |
E | Askerlik süresini 6 aya düşüren kanun teklifi, Meclis Genel Kurulunda görüşüldü ve teklifin ilk 6 maddesi, TBMM Millî Savunma Komisyonunda onaylandı. |
Soru 27 |
(I) Özel sektör tarafından açılan fabrikaların artmasıyla birlikte devlet fabrikalarının sanayi içerisindeki payı azalmıştır. (II) Bu dönemde genellikle iç tüketim için un, buz, makarna gıda maddeleri üreten yeni fabrikalar açılmıştır. (III) Ayrıca bu dönemde “inhisar” sistemi ortaya çıkmış ve belli mallarda tek başına üretim yapan fabrikalar belirmiştir. (IV) “İnhisar”ların büyük ölçekli fabrikalar kurdukları biliniyor. (V) Örneğin Cibali’deki tütün fabrikası 1870’lerde 1600 kişi istihdam ediyordu.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A | II., yüklemi edilgen çatılı olan girişik bir cümledir. |
B | I., içinde isim tamlaması olan kurallı bir fiil cümlesidir. |
C | IV., yüklemi birleşik zamanlı olan basit bir cümledir. |
D | V.de ilgi eki, eklendiği sözcüğü sıfatlaştırma göreviyle kullanılmıştır. |
E | III., zarf tümleci ortak olan bağlı bir cümledir. |
Soru 28 |
Nihayetsiz bir ova ağarttı benzimizi Yollar bir şerit gibi ufka bağladı bizi Gurbet beni muttasıl çekiyordu kendine Yol, hep yol, daima yol... Bitmiyor düzlük yine
Bu dizelerde aşağıda verilen ses olaylarından hangisi yoktur?
A | Ünlü daralması |
B | Ünlü düşmesi |
C | Sert ünsüz yumuşaması |
D | Ünsüz benzeşmesi |
E | Ünsüz düşmesi |
Soru 29 |
37. - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
2000 yılı başlarında doğanlara (Gelecekte isim ve yıl aralığı değişebilir.), “Z Kuşağı” veya “Yeni Sessiz Nesiller” denilmektedir. Bu kuşak, dünya zevklerine düşkün olma, teknolojiyi hızlı şekilde kavrama, işlerini kısa sürede ve ince eleyip sık dokuyarak yapma özellikleriyle dikkat çekmektedir. Bireyselliğe önem veren, en yeni iletişim araçlarını kullanan, iş arkadaşlarıyla dost olmayı tercih eden, yeniliğe açık, haberleşmek için e-posta yerine sosyal medyayı kullanan, arkadaşlık ilişkilerini ise ağırlıklı olarak Facebook üzerinden yürüten, teknoloji bağımlısı ya da tutkunu olmayıp teknolojiyi doğal yaşam standardı olarak algılayan bir kuşaktır. Alfa Kuşağı ise tamamı 2010 ve sonrasında doğmuş bireyleri kapsamaktadır. Dolayısıyla zihinsel ve pratik şemalarımızda da yepyeni bir başlangıcı simgelemeleri adına Yunan alfabesinin ilk harfi olarak adlandırılmıştır. Sosyolojik olarak değerlendirildiğinde Alfa Kuşağı’nın içinde yer alanlar; günümüzde emekleme çağındakiler, bebekler ve elbette henüz doğmamış olanlardır. Pazarlama stratejileri üretenlere göre de ebeveynlerinin harcama davranışlarını kökten değiştirecek kuşaktır.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi Z Kuşağı’nın niteliklerinden biri olamaz?
A | İlişkilerinde doğallığa önem vermeme |
B | Titiz olma |
C | Teknolojideki gelişmelere çabucak ayak uydurma |
D | Tez canlı olma |
E | Yüz yüze iletişimden kaçınma |
Soru 30 |
Teknolojideki hızlı gelişmeler, son yıllarda baş döndürücü (I) (şaşkına çevirici) seviyededir. 1970’li ve 1980’li yıllarda bilim kurgu romanlarında ve filmlerinde birçok nesne ve teknoloji, hayal ürünü olarak düşünülürken şimdi hayatımızdadır. Karel Capek ve Isaac Asimov’un hikâyelerinde, Star Wars, Terminatör ve Ben Robot gibi bilim kurgu filmlerinde konu edilen robotlar da artık hayatımıza girmiştir (II) (yaşamımızda yer almıştır). Robot teriminin ilk ortaya atıldığı (III) (ileri sürüldüğü) zamanlarda hizmetçi olarak düşünülen (IV) (tasarlanan) robotlardan günümüzde sanayiden, askeriyeye birçok alanda yararlanılmaktadır. Robotlar eğitimde; öğretmen, öğretim materyali (V) (belgesi), öğretici akran ve yardımcı öğretmen olarak kullanılmaktadır.
Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı parantez ( ) içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır?
A | III |
B | I |
C | II |
D | V |
E | IV |
Soru 31 |
Uzun süren bir bahar yaşadıktan sonra, her zaman olduğu gibi yaz bastırıverdi; hem de yakıcı poyrazla korkutarak...
Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A | Eylemden ad yapma eki |
B | Farklı türden eylemsiler |
C | Ad tamlaması |
D | İlgeç ve bağlaç |
E | Tezlik eylemi |
Soru 32 |
Dünyanın hemen hemen bütün yazarları, sancılı çalışmaların arkasından eserlerini kaleme almışlardır. Gogol’ün İlahi Komedya’dan esinlenerek üç cilt olarak tasarladığı eseri, ilk cildinin ardından sansür komitesinden büyük eleştiriler alır. Bunun üzerine tarif edilemez sıkıntılar yaşadığını kendi anlatır. 10 yıl sonra ikinci cildi tamamladığında Gogol, geçirdiği bir buhranla eserin el yazmalarını yakar. İlk tasarlanan hâline uygun şekilde tamamlanamamasına rağmen bütünlüklü bir kitap olan Ölü Canlar, metnin alt başlığı gibi âdeta “bir epik şiir”dir ve 19. yüzyıl Rus edebiyatının en başarılı örneklerindendir. Kılı kırk yararak, büyük emekler vererek Ölü Canlar eserinin ikinci cildini yazmıştır. Ama onu da beğenmeyip yakmış, sonra ölmüştür. Hemingway, Çehov, Kafka, Maupassant da bu yazarlar arasındadır.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A | Açıklayıcı bir yol benimsenmiştir. |
B | Deyim kullanılmıştır. |
C | Yansız bir söylem yeğlenmiştir. |
D | Gerekçeli yargılar kullanılmıştır. |
E | Örneklendirme vardır. |
Soru 33 |
• Doğada görülen varlıkların renklerinin günün değişik zamanlarında ışık değiştikçe, yansımalar fazlalaştıkça birtakım değişikliklere uğradığı görülür.
• Bu durumdan eşyanın gerçek bir renginin olmadığı ve bu renk değişmesinin de ışığa, yansımalara bağlı olduğu çıkarılabilir.
Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir?
A | Doğadaki varlıkların renginin günün değişik zamanlarında ışık ve yansımalardan dolayı farklı renklerde görülmesi bizi, eşyanın gerçek bir renginin olmadığı sonucuna götürür. |
B | Doğada görülen varlıkların renginin birtakım değişikliklere uğraması, ışığın ve eşyanın gözlerimizden uzaklaşması ile ilgilidir. |
C | Doğada görülen varlıkların gün içinde farklı renklerde görülmesi, cisimlere vuran ışığın ölçüsü, havanın yoğunluğu, cisimlere olan uzaklığımız ile açıklanabilir. |
D | Doğada görülen varlıklarda ışığa, yansımalara, uzaklığa bağlı renk değişimleri göz yanılması olarak tanımlanabilir. |
E | Çevremizde gördüğümüz varlıkların gerçek bir renginin olmadığı kanısına, renklerin günün değişik zamanlarında gösterdiği değişikliklere bakılarak kesin olarak ulaşılabilir. |
Soru 34 |
Sanayi Devrimi’nden önce Osmanlı ekonomisi esas itibarıyla tarıma ve küçük ölçekli imalat ve ticaret sektörlerine dayalı olarak belli bir refah düzeyini (I) sağlayabiliyordu. 1915’te ise Osmanlı İmparatorluğu’nun Türkiye sınırları (II) içindeki fabrika sayısı (III) kırkı bulmamaktaydı ve bu fabrikalar da temel ihtiyaçlarda dahi dışa bağlılığı (IV) gideremeyecek bir yapıdaydı.(V)
Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangileri isimden türemiştir?
A | I ve IV |
B | III ve V |
C | II ve III |
D | IV ve V |
E | II ve IV |
Soru 35 |
Dünyanın bütün bölgelerinde ve özellikle Afrika ülkelerinde çölleşmenin ekonomik, sosyal ve çevresel bakımdan önemli bir problem olduğu uluslararası toplumlarca fark edilen bir olgudur.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A | Edilgenlik eki kullanılmıştır. |
B | Yüklem, ek eylemin geçmiş zamanıyla çekimlenmiştir. |
C | Öznesinde sıfat-fiil vardır. |
D | İki ögeli bir cümledir. |
E | Türemiş sözcüklere yer verilmiştir. |
Soru 36 |
İstanbul’da yapılan Habitat II Kent Zirvesi “(I) Daha iyi yaşanacak kentler için artık herkes bir araya gelmeli.” (II) çağrısını yapmış, “Çevre ile birlikte barınmadan alt yapıya,(III) eğitimden trafiğe, yoksulluktan işsizliğe kadar birçok (IV) kent sorununu herkes yaşıyor.” açıklamaları yapılmış ve “Peki, bu sorunları kim, nasıl çözecek? Nasıl daha iyi yaşayabileceğiz?”(V) sorularına cevap aranmıştı.
Bu parçadaki numaralanmış sözlerin hangisinde yazım yanlışı vardır?
A | V |
B | I |
C | II |
D | IV |
E | III |
Soru 37 |
Bazı yağlar ( ) obezite ( ) kalp rahatsızlıkları ve şeker hastalığı gibi birçok probleme sebebiyet vermenin yanında kanserle ilişkilendirilebiliyor. İşte bunlardan biri ( ) hidrojenize yağlar ( ) Konservelerde ( ) fast food tarzı yiyeceklerde ve margarinde bu yağlardan bulunur.
Bu parçada yay ayraçla belirtilen yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmektedir?
A | (,) (,) (!) (...) (,) |
B | (;) (,) (;) (.) (,) |
C | (;) (,) (:) (.) (,) |
D | (,) (,) (;) (.) (,) |
E | (;) (,) (:) (...) (,) |
Soru 38 |
Osmanlı mimarisinde cami planı vazgeçilmez bir ---- dayanmaz. Bu, hem coğrafi nedenleri olan hem İslam dünya görüşüne de uyan bir ----. Zaten bir yapının nasıl olacağına dair belirli dinî hükümler de yoktur. Müslüman düşünürlerce çok kez ifade edildiği gibi, herhangi bir yapının dine aykırı bir biçime sahip olması da düşünülemez. Bundan ötürü Osmanlı mimarisinde cami tipolojisi ve mimari üsluplar dinin temel kaynaklarına göre değil, kültürel ---- göre saptanmıştır.
Bu parçada boş bırakılan yerlere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerin hangisinde verilenler sırasıyla getirilmelidir?
A | projeye - yaklaşımdır - standartlara |
B | prototipe - tutumdur - eğilimlere |
C | taslağa - hedeftir- durumlara |
D | plana - teoridir - ilkelere |
E | tasarıma - davranıştır - verilere |
Soru 39 |
(I) Hayvanların gizemli dünyasındaki olaylar insanı şaşkına çeviriyor. (II) Yılan, kumun içerisine kendini gömüp sadece gözlerini ve kuyruğunun ucunu dışarıda bırakıyor. (III) Bu şekilde avının yaklaşmasını bekliyor. (IV) Böcek arayan kertenkele, yılanın salladığı kuyruk ucunu böcek sanarak aldanıyor. (V) Pusuda bekleyen yılan da onu hemen yakalıyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinin yüklemi geçişsiz eylemdir?
A | I |
B | II |
C | IV |
D | V |
E | III |
Soru 40 |
(I) Eser, doğası gereği, estetik özerklik düzlemi içinde özgür ve bağımsız bir şekilde oluşur. (II) Ancak eser okura sunulduktan sonra onun değerine ilişkin bir söz, yargı, analiz de kaçınılmazdır. (III) Bu da ancak eleştiri ile mümkün olabilecektir. (IV) Ödüller de eserin iç oluşumundan farklı, bu dış değerlendirmelerden biridir. (V) Gerek ülkemizde gerekse dünyada pek çok sanat-edebiyat-kültür ödülü veriliyor. (VI) Ne var ki bu ödüller kime, hangi esere verilirse verilsin, tartışmalara neden oluyor ve ödül alanların bunu hak edip etmediği, ödüllerin hangi ölçütlere göre verildiği konuşuluyor. (VII) Ödüller ertesi yıl yine veriliyor ve tartışmalar benzer zeminde sürüyor.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerden hangisiyle başlar?
A | II |
B | III |
C | VI |
D | V |
E | IV |
Ayrıca haftalık ve aylık en iyiler tablomuzda da yer bulabilirsiniz. Kayıt Ol Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, yanlışlarınız gösterilecektir. Sonuçları al.
Önceki Soru← |
Liste |
Sonraki Soru→ |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 |
6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 |
16 | 17 | 18 | 19 | 20 |
21 | 22 | 23 | 24 | 25 |
26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
31 | 32 | 33 | 34 | 35 |
36 | 37 | 38 | 39 | 40 |
Son |
TYT Türkçe Deneme Sınavı 8 online testimizde TYT Türkçe bilgilerinizi pekiştireceğiniz, kendinizi deneyebileceğiniz yeni müfredat soruları ve cevapları yer almaktadır. TYT Türkçe test çöz ve sınav sonunda doğrularını ve yanlışlarını analiz et.
- Kategori Test Çöz
- Soru / Süre 40 Soru / 80 Dakika
- Zorluk Derecesi Orta
- Eklenme Tarihi 1 Ekim 2021
Bir cevap yazın